1 Ekim 2017 Pazar

İLK KANUN



Güneşli bir gün Germiyan vilayetinden çıkıp gelen genç bir delikanlı Osman Gazi’nin karşısına çıkmıştır. Osman Gazi’nin gözlerinin içine bakmaya başlamış ve ardından konuşmaya başlamıştır.

“Pazarın bacını bana satar mısın?”

Osman Gazi şaşırmış ve duraklamıştır. “Pazarın bacı derken.” ne demek istedi diye düşünmeye başlamıştır. Bir türlü işin içinden çıkamamıştır.

“Bac nedir, delilanlı?”

Genç delikanlı tebessüm eder ve açıklamaya başlamıştır.

“Bac, pazara her kim ki bir ürün satmaya gelirse getirdiği yük için ondan akçe almaktır.”

Osman Gazi, bunu duyunca sinirlenmeye başlamıştır. Kaşlarını çatarak seslenmiştir.

“Peki, buna sebep nedir? Neden akçe alma gereksinimi duyuyorsun?”

Genç Delikanlı: “Nedeni var mıdır? Adet böyledir. Bu bac mülkün padişahı için alınır ve bunu tahsil edende içinden hisse alır.”

Osman Gazi: “Bu Tanrının isteği mi? Yoksa bunu her yerin padişahı böyle mi uyguluyor?”

Genç Delikanlı: “Sultan töresidir.”

Osman Gazi artık iyice sinirlenmiştir. Hiddetli bir şekilde gencin üzerine doğru yönelmiştir.

“Defol buradan. Fazla durma yoksa elimden bir kaza çıkacak. Pazara gelen kendi rızkını kazanır. Bana neden borçlansın ki?”

Osman Gazinin hiddetlenerek bağırdığını duyanlar, olaya da şahit oldukları için sakinleştirmek adına yanına yaklaşmışlardır. Bu verilecek akçenin devlet için gerekli olduğuna anlatarak ikna etmişlerdir. Bu olayın ardından Osman Gazi ilk Osmanlı kanununu çıkarmaya karar vermiştir. İlk maddesinin de “ Her kim ki bir yük satarsa, iki akçe verecektir. Her kim ki eğer satamaz veya satmazsa hiç akçe vermeyecektir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sürdürülebilir Geleceğin Yeni Aktörü

Sivil toplum kuruluşları artık klasik yaklaşımların ötesine geçmelidir. Artık yeni geleceğin paradigması olacak kavramı ortaya çıkarıyorum; ...