29 Kasım 2024 Cuma

Kelimelerin Sığınağı

Yağmurun ritmik dansı camda, dışarıyı bir perde gibi örterken, odanın loş ışığı altında parmaklar klavyede bir valsa tutunur. Her tuşa basış zihindeki karmaşayı dizginleyip yeni bir dünyanın kapılarını aralamaktır. Kağıt beyazlığı sonsuz bir tuval gibidir, kelimeler ise fırça darbeleriyle hayat bulan renklerdir.

Bu yalnızlığa sığınış ve aynı zamanda bir yazarın en sevdiği ritüellerindendir. Gündüzün koşuşturmasından, beklentilerin ağırlığından uzaklaştığı bu anlarda sadece kendisi ve kelimeler vardır. Bir zamanlar anlamsız görünen harfler şimdi anlam yüklü cümlelerin yapı taşları haline geliyor.

“Hayal ediyorum; sayfalara aktarılmış hayallerimi, satırlara sığdırılmış umutlarımı ve kelimelere saklanmış yeni dünyamı...”

Her satır iç dünyanın haritasını çizer, her paragraf yaşanmışlıkların ve hayallerin bir yansımasıdır.

Bazen bir hayal kırıklığı yaşandığında kelimeler bir sığınak olur. Kalbindeki fırtınaları dindirmek için klavye karşısına geçer ve duygularını kâğıda döker. Kırgınlıklar, üzüntüler, hatta öfke bile, kelimelerin büyülü dokunuşuyla anlamlı bir bütün haline gelir. Tıpkı bir ressamın tuvale yansıttığı duyguları gibi yazar da kelimelerle kendi iç dünyasını dışa vurur.

Yazmak, sadece bir ifade biçimi değil aynı zamanda bir keşif yolculuğudur. Her yeni hikaye bilinmeyen bir toprağa adım atmak gibidir. Yazar, bu yolculukta hem rehber hem de keşifçi rolünü üstlenir. Kelimelerin sonsuz olasılıkları arasında kaybolurken aynı zamanda kendisini yeniden keşfeder.

Belki de bu yüzden yazmak bir yazar için vazgeçilmez bir tutkudur. Kelimelerin sihirli dünyasında kaybolmak hayatın karmaşasından uzaklaşmak ve kendi içinde huzuru bulmaktır... İşte bir yazarın yazmaya sığınmasının en büyük nedeni de budur.

24 Kasım 2024 Pazar

Mutluluk ve Hüznün Buluşma Noktası

Yaşam, tıpkı bir paletin tüm renklerini barındıran bir tablo gibidir. İçinde mutluluk, hüzün, sevinç, acı, umut ve karamsarlık bir arada bulunur. Bu renklerin dansı içinde, en canlı ve en parlak olanı belki de mutluluktur. Gülüşlerimizin en güzel tonunda yaşadığımız anlar hayatın bize sunduğu en değerli hediyelerdir. Ancak bu anların ne kadar kısa sürdüğünü fark ettiğimizde, içimizde derin bir hüzün oluşur.

"Gülüşlerin en güzel tonunda, gözyaşlarının ilk damlası düşer."

sözü bu durumu en güzel anlatan ifadelerden biridir. En mutlu olduğumuz anlarda bile bir yerlerde bir damla gözyaşı bizi bekliyor gibidir. Hayatın acımasızlığı, mutluluğumuzun tadını çıkarırken bile bizden bir parça koparmaya çalışır. Sanki mutluluğu çok gören bir varlık, en güzel anlarımızda bile bize bir hatırlatma yapar; "Bu anlar sonsuza dek sürmeyecek." diye…

Belki de bu yüzdendir ki, mutluluğu yakaladığımızda onu daha sıkı tutmaya çalışırız. O anı dondurmak ve sonsuza dek yaşamak isteriz. Ancak zaman acımasızdır, her şey gibi mutluluk da geçicidir. Bir yaprak gibi savrulur gider ve ardından hüzün dolu bir boşluk bırakır.

Peki, bu durum karşısında ne yapabiliriz? Mutluluğun geçiciliğini kabul etmek zor olsa da hayatın bir gerçeği olduğunu unutmamalıyız. Mutlu olduğumuz anların kıymetini bilmeli ve o anları dolu dolu yaşamalıyız. Aynı zamanda hayatın iniş çıkışlarına hazırlıklı olmalıyız ve zor zamanlarda da umudumuzu kaybetmemeliyiz.

Belki de asıl önemli olan, mutluluğu yakalamak değil, mutluluğu yaşamayı öğrenmektir. Her anın içinde mutluluğu bulmaya çalışmak, zorlukların içinde bile gülümsemeyi başarabilmektir. Çünkü hayat sadece mutlu anlardan ibaret değildir. Hüzün, acı ve kayıplar da hayatın bir parçasıdır. Bu deneyimler bizi daha güçlü, daha olgun ve daha bilge yapar.

“Gülüşlerin en güzel tonunda, gözyaşlarının ilk damlası düşer.” sözümle ifade ettiğim gibi hayat bize gerçek yüzünü gösterirken, aynı zamanda umut da verir. Çünkü mutluluk geçici olsa da hayatın içinde her zaman yeni bir mutluluk kaynağı bulmak mümkündür. Önemli olan, hayata sıkı sıkı sarılmak ve her anın kıymetini bilmektir.

Sürdürülebilir Geleceğin Yeni Aktörü

Sivil toplum kuruluşları artık klasik yaklaşımların ötesine geçmelidir. Artık yeni geleceğin paradigması olacak kavramı ortaya çıkarıyorum; ...