31
Aralık 1954 – 25 Mart 2009
31
Aralık 1954 – Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas’ın Şarkışla
ilçesinin Elmalı Köyü’nde bir çiftçi ailesinin oğlu olarak dünyaya gelmiştir.
Halit ve Fidan Yazıcıoğlu çiftinin son çocuğudur. İlk ve orta öğrenimini Şarkışla’da devam
ettirmişti.
1968
– Siyasete doğum yeri olan Şarkışla’da Genç Ülkücüler Hareketi’ne katılarak cemiyetçilik
çalışmalarına başladı.
1972
– Üniversite eğitimi için Ankara’ya geldikten sonra, Ülkü Ocakları Genel
Merkezi’nde görev yapmaya başladı. Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve
Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevinde bulundu.
1978
–
Ülkücü Gençlik Derneği’nin (ÜGD) kurucu Genel Başkanı oldu.
Ankara’nın Balgat Semtinde,
10 Ağustos tarihinde dört kahvehane'nin taranması sonucu, beş kişinin öldüğü ve
çok kişinin yaralandığı olay olarak bilinen Balgat Katliamı sanıklarından
Abdullah Çatlı ve Mustafa Pehlivanoğlu yakalanınca, “Ankara’ya geldiklerinden
bir saat kadar sonra şubeye telefon açarak, ”Bu size son ihtarım. Abdullah
Çatlı’yı bırakmazsanız Ankara’nın 150 yerinde bomba patlatacağız” diyerek
emniyeti tehdit ettiği rivayet edilir. Bir iddiadan ibaret olan bu bilginin bir
kesinliği yoktur. Yine bu yıl içerinde Alevi vatandaşlara karşı düzenlenen
katliamın Ülkücü Gençlik Derneği’nin (ÜGD) başkanı olarak tertipçisi olmakla
suçlanmış ve daha sonra suçsuzluğuna kanaat getirilerek beraat ettirilmiştir.
1980
–
Bu yıla kadar MHP’de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu. 12 Eylül
tarihinde yapılan askeri darbenin ardından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası
sanığı olarak cezaevine konuldu.
Bahçelievler Katliamı
olarak anılan Ankara'nın Bahçelievler semtinde yedi Türkiye
İşçi Partisi üyesinin öldürülme eylemlerinin sanığı olarak yakalanmış olan
Haluk Kırcı ile Muhsin Yazıcıoğlu arasında Mamak’ta geçen bir diyalogu sizlerle
paylaşmak isterim;
Haluk Kırcı, İstanbul'da
tutuklanır. Sorguya alırlar, o gün oruçludur. Ağzındaki dili şişer ve orucunu
açmak için bile su vermezler. Ankara'ya götürürler. Mamak'a getirilip bir
köşeye atılır. Her yanı kırık yan üstü düşer. Biranda ses duyar ve dinler;
“Haluk...
Haluk... Allah de Haluk..."
Kalkamaz, çevresine
bakmaya çalışır. Gözleriyle etrafı süzer ama kimse ortalıkta yoktur.
Bu ses nereden geliyor
diye kafasında kendisini sorguya çeker. Sırt üstü zorlanarak da olsa döner ve
tavana gözlerini dikerek baktığında Filistin askısına asılı eli kolu bağlı o
güzel gözleriyle Muhsin Başkan ona sesleniyordu;
“Allah
de Haluk!”
“Allah
de!”
Muhsin Yazıcıoğlu, 5,5
yılı hücrede olmak üzere 7,5 yılı Mamak Cezaevi’nde kaldı. Bu davadan herhangi
bir ceza almadı. Cezaevi’nde kaldığı süre içinde aşağıda yer alan “Üşüyorum”
adlı şiir’i yazmıştır.
Üşüyorum
Bir
coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik
kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre
dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur
dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton
çok soğuk, üşüyorum…
Cezaevi’nden çıktıktan
sonra, mağdur olmuş ülkücülere ve onların ailelerine yardım amacıyla kurulan
Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı’nın başkanlığını yaptı.
1987
–
Arkadaşları ile birlikte Milliyetçi Çalışma Partisi(MÇP)’de siyasete girdi.
MÇP’de Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu.
1991
–
Milletvekili Genel Seçimlerinde, üç partinin oluşturduğu (Refah Partisi (RP),
Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) ve Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP)) ittifak
bünyesinde, milletvekili adayı oldu. “O, inançlarınızı Meclis’e taşıyacak”
sloganıyla, Sivas’tan milletvekili seçildi.
1992
–
İçinde bulunduğu partinin siyasi anlayışıyla uyuşamadığını gerekçe göstererek 5
milletvekili arkadaşı ile beraber MÇP’den ayrıldı.
1993
–
MÇP’den ayrılan bir grup arkadaşı ile beraber Büyük Birlik Partisi’ni (BBP)
kurdu ve partinin Genel Başkanı oldu.
1995
–
Bu tarihinde yapılan erken genel seçimlerinde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem
Sivas milletvekili olarak yeniden TBMM’ye girdi.
1996
–
ANAP’tan istifa ederek, BBP’ye döndü.
1998
–
3. Olağan Büyük Kurultay’da,
2000
–
4. Olağan Büyük Kurultay’da,
2002
–
1. Olağanüstü Büyük Kurultay’da,
2003
–
5. Olağan Büyük Kurultay’da,
2006
–
6. Olağan Büyük Kurultay’da,
2007
–
2. Olağanüstü Büyük Kurultay’da tekrar BBP Genel Başkanlığına seçilmiştir.
22 Temmuz Erken Genel
seçimlerinde BBP’nin seçimi protesto etmesi sebebiyle partisinden istifa ederek
Sivas’tan Bağımsız Milletvekili adayı olarak 23. Dönem milletvekilliğine
seçilmiştir. Daha sonra BBP’ye katılarak TBMM’de Büyük Birlik Partisi Sivas
Milletvekili olarak BBP’yi Meclis’te temsil etmiştir. 19 Ağustas’ta yapılmış
olan BBP’nin 3. Olağanüstü Büyük Kurultay’ında tekrar Genel Başkan olmuştur.
2009 – 29 Mart Türkiye Cumhuriyeti yerel
seçimleri sebebiyle 25 Mart tarihinde, Kahramanmaraş ilinde miting düzenlenmiş
ve ardından eşi Gülefer Yazıcıoğlu’nun da köyü olan Yozgat-Yerköy yerleşim
yerinde düzenlenmek istenen mitinge hareket etmek üzere içinde bulunduğu
helikopter bilinmeyen bir nedenle düştü. Helikopter düştükten sonra İHA
muhabiri İsmail Güneş 112 Acil servisi aramıştır. Bu konuşmada bacağının kırık
olduğunu, helikopterde bulunanlardan sadece BBP Sivas İl Başkanı Erhan
Üstündağ’ın inlediğini, ne BBP Sivas İl Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya ne de
pilot Kaya İstektepe‘den ses geldiğini, Muhsin Yazıcıoğlu’nu ise göremediğini
söylemiştir. Bu konuşmanın ardından başlatılan aramalar bir türlü netice
vermiyor ve kaza yeri bir türlü tespit edilemiyor.
Kaza zede İsmail
Güneş'in cep telefonundan çıkan sinyaller bölgede bulunan tek bir baz istasyonu
olması ve bölgenin gerek coğrafisinin dağlık bir arazi yapısına sahip olması
gerek ikliminin sert ve bölgeden sisin mevcut olması sebebiyle kaza yeri tespiti
bir türlü gerçekleştirilemiyor. Ayrıca kaza yapan helikopterde bulunan ELT
(Acil Durum Yer Belirleme Vericisi) cihazının çalışmamış olması da yerin tespit
edilememesi konusunda büyük rol oynamıştır.
Kazadan 48 saat
sonra helikopterin enkazı ve Muhsin Yazıcıoğlu dahil 6 kişinin naaşı arama
ekipleri içerisinden 17 gönüllü civar köylüsü tarafından Sisne ve Kızılöz
Köyleri arasındaki Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulundu. Köylüler
kaza yeri aramasını bitirdikleri ve eve dönüşleri sırasında şans eseri enkazı
gördüklerini belirtmişlerdir. Enkaz, 48 saat süren arama çalışmalarının
yapıldığı bölgenin içerisinde değil 115 km uzağındaydı.
28 Mart tarihinde,
saat 14:00’da BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu’nun yaptığı açıklamaya göre, BBP
Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekiler vefat etmişlerdir. Kendisi
daha önce 17 defa trafik kazası geçirmişti ancak bunların hepsinin hafif
sıyrıklarla atlatmıştı.
Muhsin
Yazıcıoğlu’nun cenazesi ölümünden 6 gün sonra 31 Mart tarihinde Kocatepe
Camii’nde düzenlendi. TBMM’deki törende Yazıcıoğlu’nun Türk bayrağına sarılı
naaşının üzeri çiçeklerle süslendi. Cenaze törenine basın mensupları dâhil
yaklaşık 700.000 kişi katıldı. Vasiyeti üzerine cenazesi, Tacettin Dergahı’na
gömülmeyi vasiyet ettiği için bir bakanlar kurulu kararı çıkarılarak Mehmet
Akif Ersoy müzesi olarak kullanılan dergahın bahçesine defnedildi. Muhsin Yazıcıoğlu’nun
ölümünün ardından memleketi Sivas’ta birçok parka ve cadde ismi verildi.
Amasya, Adıyaman ve Ankara Çamlıdere ilçesinde yapılan caddenin ismi Muhsin Yazıcıoğlu
Caddesi olarak değiştirildi. Anadolu’nun birçok yerinde park, cadde ve
vakıflara onun ismi verilerek kendisine duyulan sevgi ve saygı tekrar ifade
edilmiş oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder