31 Ekim 2016 Pazartesi

Muhsin YAZICIOĞLU


31 Aralık 1954 – 25 Mart 2009

31 Aralık 1954 – Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Elmalı Köyü’nde bir çiftçi ailesinin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Halit ve Fidan Yazıcıoğlu çiftinin son çocuğudur.  İlk ve orta öğrenimini Şarkışla’da devam ettirmişti.

1968 – Siyasete doğum yeri olan Şarkışla’da Genç Ülkücüler Hareketi’ne katılarak cemiyetçilik çalışmalarına başladı.

1972 – Üniversite eğitimi için Ankara’ya geldikten sonra, Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde görev yapmaya başladı. Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevinde bulundu.

1978 – Ülkücü Gençlik Derneği’nin (ÜGD) kurucu Genel Başkanı oldu.

Ankara’nın Balgat Semtinde, 10 Ağustos tarihinde dört kahvehane'nin taranması sonucu, beş kişinin öldüğü ve çok kişinin yaralandığı olay olarak bilinen Balgat Katliamı sanıklarından Abdullah Çatlı ve Mustafa Pehlivanoğlu yakalanınca, “Ankara’ya geldiklerinden bir saat kadar sonra şubeye telefon açarak, ”Bu size son ihtarım. Abdullah Çatlı’yı bırakmazsanız Ankara’nın 150 yerinde bomba patlatacağız” diyerek emniyeti tehdit ettiği rivayet edilir. Bir iddiadan ibaret olan bu bilginin bir kesinliği yoktur. Yine bu yıl içerinde Alevi vatandaşlara karşı düzenlenen katliamın Ülkücü Gençlik Derneği’nin (ÜGD) başkanı olarak tertipçisi olmakla suçlanmış ve daha sonra suçsuzluğuna kanaat getirilerek beraat ettirilmiştir.

1980 – Bu yıla kadar MHP’de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu. 12 Eylül tarihinde yapılan askeri darbenin ardından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı olarak cezaevine konuldu.
Bahçelievler Katliamı olarak anılan Ankara'nın Bahçelievler semtinde yedi Türkiye İşçi Partisi üyesinin öldürülme eylemlerinin sanığı olarak yakalanmış olan Haluk Kırcı ile Muhsin Yazıcıoğlu arasında Mamak’ta geçen bir diyalogu sizlerle paylaşmak isterim;

Haluk Kırcı, İstanbul'da tutuklanır. Sorguya alırlar, o gün oruçludur. Ağzındaki dili şişer ve orucunu açmak için bile su vermezler. Ankara'ya götürürler. Mamak'a getirilip bir köşeye atılır. Her yanı kırık yan üstü düşer. Biranda ses duyar ve dinler;

“Haluk... Haluk... Allah de Haluk..."

Kalkamaz, çevresine bakmaya çalışır. Gözleriyle etrafı süzer ama kimse ortalıkta yoktur.

Bu ses nereden geliyor diye kafasında kendisini sorguya çeker. Sırt üstü zorlanarak da olsa döner ve tavana gözlerini dikerek baktığında Filistin askısına asılı eli kolu bağlı o güzel gözleriyle Muhsin Başkan ona sesleniyordu; 

“Allah de Haluk!”
“Allah de!”

Muhsin Yazıcıoğlu, 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yılı Mamak Cezaevi’nde kaldı. Bu davadan herhangi bir ceza almadı. Cezaevi’nde kaldığı süre içinde aşağıda yer alan “Üşüyorum” adlı şiir’i yazmıştır.

Üşüyorum
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum…

Cezaevi’nden çıktıktan sonra, mağdur olmuş ülkücülere ve onların ailelerine yardım amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı’nın başkanlığını yaptı.

1987 – Arkadaşları ile birlikte Milliyetçi Çalışma Partisi(MÇP)’de siyasete girdi. MÇP’de Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu.

1991 – Milletvekili Genel Seçimlerinde, üç partinin oluşturduğu (Refah Partisi (RP), Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) ve Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP)) ittifak bünyesinde, milletvekili adayı oldu. “O, inançlarınızı Meclis’e taşıyacak” sloganıyla, Sivas’tan milletvekili seçildi.

1992 – İçinde bulunduğu partinin siyasi anlayışıyla uyuşamadığını gerekçe göstererek 5 milletvekili arkadaşı ile beraber MÇP’den ayrıldı.

1993 – MÇP’den ayrılan bir grup arkadaşı ile beraber Büyük Birlik Partisi’ni (BBP) kurdu ve partinin Genel Başkanı oldu.

1995 – Bu tarihinde yapılan erken genel seçimlerinde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem Sivas milletvekili olarak yeniden TBMM’ye girdi.

1996 – ANAP’tan istifa ederek, BBP’ye döndü.

1998 – 3. Olağan Büyük Kurultay’da,

2000 – 4. Olağan Büyük Kurultay’da,

2002 – 1. Olağanüstü Büyük Kurultay’da,

2003 – 5. Olağan Büyük Kurultay’da,

2006 – 6. Olağan Büyük Kurultay’da,

2007 – 2. Olağanüstü Büyük Kurultay’da tekrar BBP Genel Başkanlığına seçilmiştir.

22 Temmuz Erken Genel seçimlerinde BBP’nin seçimi protesto etmesi sebebiyle partisinden istifa ederek Sivas’tan Bağımsız Milletvekili adayı olarak 23. Dönem milletvekilliğine seçilmiştir. Daha sonra BBP’ye katılarak TBMM’de Büyük Birlik Partisi Sivas Milletvekili olarak BBP’yi Meclis’te temsil etmiştir. 19 Ağustas’ta yapılmış olan BBP’nin 3. Olağanüstü Büyük Kurultay’ında tekrar Genel Başkan olmuştur.

2009 – 29 Mart Türkiye Cumhuriyeti yerel seçimleri sebebiyle 25 Mart tarihinde, Kahramanmaraş ilinde miting düzenlenmiş ve ardından eşi Gülefer Yazıcıoğlu’nun da köyü olan Yozgat-Yerköy yerleşim yerinde düzenlenmek istenen mitinge hareket etmek üzere içinde bulunduğu helikopter bilinmeyen bir nedenle düştü. Helikopter düştükten sonra İHA muhabiri İsmail Güneş 112 Acil servisi aramıştır. Bu konuşmada bacağının kırık olduğunu, helikopterde bulunanlardan sadece BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ’ın inlediğini, ne BBP Sivas İl Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya ne de pilot Kaya İstektepe‘den ses geldiğini, Muhsin Yazıcıoğlu’nu ise göremediğini söylemiştir. Bu konuşmanın ardından başlatılan aramalar bir türlü netice vermiyor ve kaza yeri bir türlü tespit edilemiyor.

Kaza zede İsmail Güneş'in cep telefonundan çıkan sinyaller bölgede bulunan tek bir baz istasyonu olması ve bölgenin gerek coğrafisinin dağlık bir arazi yapısına sahip olması gerek ikliminin sert ve bölgeden sisin mevcut olması sebebiyle kaza yeri tespiti bir türlü gerçekleştirilemiyor. Ayrıca kaza yapan helikopterde bulunan ELT (Acil Durum Yer Belirleme Vericisi) cihazının çalışmamış olması da yerin tespit edilememesi konusunda büyük rol oynamıştır.

Kazadan 48 saat sonra helikopterin enkazı ve Muhsin Yazıcıoğlu dahil 6 kişinin naaşı arama ekipleri içerisinden 17 gönüllü civar köylüsü tarafından Sisne ve Kızılöz Köyleri arasındaki Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulundu. Köylüler kaza yeri aramasını bitirdikleri ve eve dönüşleri sırasında şans eseri enkazı gördüklerini belirtmişlerdir. Enkaz, 48 saat süren arama çalışmalarının yapıldığı bölgenin içerisinde değil 115 km uzağındaydı.

28 Mart tarihinde, saat 14:00’da BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu’nun yaptığı açıklamaya göre, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekiler vefat etmişlerdir. Kendisi daha önce 17 defa trafik kazası geçirmişti ancak bunların hepsinin hafif sıyrıklarla atlatmıştı.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun cenazesi ölümünden 6 gün sonra 31 Mart tarihinde Kocatepe Camii’nde düzenlendi. TBMM’deki törende Yazıcıoğlu’nun Türk bayrağına sarılı naaşının üzeri çiçeklerle süslendi. Cenaze törenine basın mensupları dâhil yaklaşık 700.000 kişi katıldı. Vasiyeti üzerine cenazesi, Tacettin Dergahı’na gömülmeyi vasiyet ettiği için bir bakanlar kurulu kararı çıkarılarak Mehmet Akif Ersoy müzesi olarak kullanılan dergahın bahçesine defnedildi. Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün ardından memleketi Sivas’ta birçok parka ve cadde ismi verildi. Amasya, Adıyaman ve Ankara Çamlıdere ilçesinde yapılan caddenin ismi Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi olarak değiştirildi. Anadolu’nun birçok yerinde park, cadde ve vakıflara onun ismi verilerek kendisine duyulan sevgi ve saygı tekrar ifade edilmiş oldu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sürdürülebilir Geleceğin Yeni Aktörü

Sivil toplum kuruluşları artık klasik yaklaşımların ötesine geçmelidir. Artık yeni geleceğin paradigması olacak kavramı ortaya çıkarıyorum; ...