Fatih Sultan Mehmet bir
gün cami yaptırmak istediğini dile getirmiştir. Bunun üzerine vezirlerini
bölgenin en iyi mimarlarını bulup, gelmeleri için Anadolu’nun dört bir köşesine
göndermiştir. Araştırmaları sonucunda bölgenin en iyi mimarının bir Rum mimar
olduğunu öğrenmişlerdir. Padişahın huzuruna çıkarmışlar ve onayını almışlardır.
Ve sonunda Cami inşaatına başlanmıştır. İnşaat süreci devam ederken mermer
sütunlar konusunda mimar ile padişah arasında bir anlaşmazlık çıkmıştır. Fatih
Sultan Mehmet son sözünü söylemiştir. Bu son sözden sonra yapılması gereken
padişahın sözüne uyulması gerektiğidir. Sonrasında padişah sarayına gitmiştir.
Mimar kendi düşüncesinin doğruluğunu savunarak padişahtan gizlice iş yapmaya
karar vermiştir. Kendi seçtiği sütunları kullanmaya başlamıştır. Ertesi gün
Fatih Sultan Mehmet gelir ve görür ki sütunların Rum mimarın istediği gibi kullanılmıştır.
Padişah bunun karşısında küplere binmiştir. Mimarın bilerek ve isteyerek caminin doğal
yapısını bozduğunu düşündüğünde hüküm vermiştir. Hükmün sonucunda mimarın elini
kestirilmiştir. Rum mimar, sultandan şikayetçi olmaya karar vermiştir. Davasını
dile getirmek için Kadı Hızır Çelebi’yi ziyaret etmiştir. Rum Mimar olayları detaylıca
kadıya anlatır ve kadı bilirkişi heyeti oluşturmaya karar vermiştir. Olayın
nasıl olduğunu öğrenmelerini istemiştir.
Bilirkişi heyeti olayları
araştırmış ve geri dönmüşlerdir. Olayın aslında Fatih’in yanlış yaptığını, Rum mimarın
yaptığı çalışmanın daha doğru olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sultan haksız olduğundan
dolayı sanık koltuğuna geçirilmiştir. Dava görülmüş ve sonuçlanmıştır. Karar
kısasa kısas yapılmasıdır. Fatih’in eli de, Rum mimarın eli gibi kesilecektir.
Rum Mimar bu sonuca
normalde sevinmesi gerekirken aksine düşünceli bir haldedir. Kendisi
gayrimüslim bir kişi olarak nasıl olur da Müslüman bir padişaha karşı davasında
kazanmıştır. İçinden sessizce “Bu kadar kolay olamaz” dedi. Acaba, padişah kadı
ile kendini idam ettirir miydi?
Dava alınan karar Fatih’e
bildirilmiştir. Fatih itiraz etmeden cezasını kabul eder ve söylemiştir ki: “Şeriatın
kestiği parmak acımaz”.
Fatih, kadının gözleri
içine bakarak;
“Kadı efendi! Bu davada
beni koruyup haksız haldeyken beni haklı çıkarsaydın. İşte o zaman kılıcımı
görüyorsun değil mi? Kelleni Allah şahidim olsun, almıştım.”
Kadı da hemen yan
tarafında asılı olan demir topuzu gösterir ve şöyle söylemiştir;
“Sultanım! Eğer sende
İslam mahkemesinde almış olduğumuz karara karşı çıksaydın, bu demir topuzla
seni kovalamıştım.”
Bu durumlara şahit olan
Rum mimar hayretler içerisinde şaşırmıştır. Yere kapanmış ve hıçkırıklar
içerisinde ağlamaya başlamıştır. Kafasını yerden yukarı doğru kaldırarak
padişaha bakar ve ardından şu sözleri dile getirmiştir;
“Ben davamdan vazgeçtim.
Şahit olun, bana ey müminler, vazgeçtim. Bu saatten itibaren bende Müslüman
olmak istiyorum.”
Bu olayın ardından Rum mimar
şahit oldukları olay karşısında yaşadıklarını tüm dostlarına anlatmaya başlamış
ve onları da Müslümanlığa davet etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder