Günümüz gençliğini birde
benim kalemimden dinlemeye ne dersiniz?
Bu yazımda bulunduğumuz
çağın gençliğine geniş bir açıdan bakalım. Hayat amacı olmayan, üşengeç ve
mücadele ruhunu kaybetmiş bir nesille karşı karşıyayız. Genel izlenimim bu
yöndedir tabi ki bu bahsedilenlerin aksine hayat amacı olan gençlerimiz de
bulunmaktadır. Ama sayısı ilk bahsettiğime kıyasla daha azdır. Bu engelleyici
bir faktör değildir. Bu azınlık bir tarih yazmaya muktedir. Tarih gerekeni
yapan insanların başarı öyküleriyle her zaman yazılmıştır ve yazılacaktır.
Hayat amacı; insanın
kendini kaybettiği, yolunu bulamadığı ve derin ıssız kuyulara düştüğü zaman
yolunu bulmasına yarayan yol gösteren bir ışıktır. O ıssız kuyuda kafanı
kaldırdığın zaman o ışığı görürsün ve ona yönelirsin. Hedefine ulaşmayı
sağlayan yol göstericindir. Gözlerin parlamaya başlar. İşte hayat amacı kısaca insanın
gözünü aydınlatır.
İnsanoğlunun en büyük
problemidir; üşengeçlik. Kendimizde bir türlü bulamadığımız enerjinin
bulunamayış sebebidir. Konuşmaya gelince herkes fikrini söyler; “ Böyle
yapalım, şöyle yapalım, böyle olsun vs…” Herkes adeta birer danışman edasıyla
fikrini ortaya koyar. Belki niyeti halistir, fikirlerini ortaya koyar. Bizim en
büyük problemimiz harekete geçmek. Bizler düşüncelerin önüne geçememiş fikirsel
çatışmaların içinde kaybolup giden bir gençliğiz. Ne zaman ki birileri bunun
farkına varıp bir adım öteye geçerse başarıya ulaşır. Fikrine hayat katar, can
katar ve ruh katar. Benim her zaman dediğim gibi ev yapmak fikirdir ama
bitirmek projedir. Fikirden bir adım öteye geçtiğimiz zaman projemiz
tamamlanıyor. Bunu yapalım, “şunu yapalım ve böyle yapalım” diye diye zaman
geçiriyoruz. Peki, neden kendimizi harekete geçirecek bu enerjiye bir türlü
sahip olamıyoruz? Burada gençlik olarak kendimizi sorguya çekmeliyiz… Biz daha
ne kadar bu üşengeçliğin uşağı olacağız!
Şimdi sıra mücadele
ruhuna geldi. Bu bahsettiklerimin her biri gençlik için olmazsa olmazlardandır.
Bizler çok başarılı, çok bilgili, çok ileri görüşlü, çok çok çok… her şey
olabiliriz. Fakat mücadele ruhumuz yoksa tabiri caizse biz hiçizdir. En ufak
zorlukta hedefinden vazgeçen ve kendini intihar yoluna atan bir kuldan başkası
değilizdir. Öte tarafta ilkokul mezunu olun, başarısız biri olun, bilgisiz biri
olun ama mücadele ruhu olan biriyseniz dünyayı sallamaya yetecek güce
sahipsinizdir. Yaşınız ne olursa olsun hala koşmaya devam edersiniz.
Gençliğin dirilişine
şahit ve gençliğe yol gösteren bir ışık olmak istiyorum. Edebiyat çınarlarımızdan
Mehmet Akif Ersoy’da “Asım’ın Nesli“ ne ise Necip Fazıl’da “Büyük Doğu” ne ise,
üstat Sezai Karakoç’da da “Diriliş Nesli“ odur. Gün geldi artık diriliş
neslinin ayağa kalkma vakti geldi de geçiyor. Özüne ve inancına sadık tam bir
anadolu çocuğu olarak araştırıp, sorgulayan, öğrenen, söylenenleri yorumlayan ve
körü körüne bağlanmayan bir gençlik geliyor.
Doğruluktan ölüm de olsa
yine ayrılmayan, sadık olan o diriliş nesline selam olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder