Yağmurlu bir İstanbul
gecesi minik bir kafede yalnız başına oturan Deniz elindeki kitabına dalmıştı.
Burnuna gelen kahve kokusu ve dışarıdaki yağmurun sesi onu huzurlu bir dünyaya
götürüyor gibiydi. Tam o sırada kafeye yeni giren bir adamın bakışları onunla
kesişti. Adamın derin, mavi gözleri ve hafif tebessümü Deniz'in kalbini hafifçe
titretirken içinden bir ses "Belki de bu gece hayatım değişecek" diye
fısıldadı.
Adam Deniz'in masasına
doğru yaklaştı ve yanına oturmak için izin istedi. Sohbetleri samimi bir
şekilde ilerlerken birbirlerinin hayatları hakkında daha fazla şey öğrendiler.
Meğer ikisi de aynı üniversitede farklı bölümlerde okuyor ve ortak bir
arkadaşları varmış. Bu tesadüf onları daha da yakınlaştırdı.
Günler geçtikçe Barış ve Deniz
birbirlerine daha çok bağlandılar. Ortak ilgi alanları, hayaller ve hayata
bakış açıları onları bir araya getirmişti. Birlikte kitap okur, filmlere gider
ve uzun uzun sohbet ederlerdi. Deniz, Barış'ın hayatına renk kattığını, Barış
ise Deniz'in kendisini daha iyi anlamasına yardımcı olduğunu fark etti.
Bir gün Barış, Deniz'e
duygularını itiraf etti. Deniz de ona karşılık veriyordu. İlişkileri hızla
ilerlerken gelecek hayalleri kurmaya başladılar. Birlikte bir ev almak,
evlenmek ve çocuk sahibi olmak gibi... Hepsi çok güzeldi.
Ancak hayatın sürprizleri
bitmek bilmiyordu. Barış bir iş teklifiyle birlikte farklı bir şehre taşınmak
zorunda kaldı. İkisi de bu duruma çok üzülmüştü. Ayrılmak istemiyorlardı ama
başka çareleri yoktu.
Ayrılığın acısıyla
boğuşan Deniz bir süre kendini toparlayamadı. Ancak hayat devam ediyordu. Yeni
bir işe başladı, yeni arkadaşlıklar kurdu. Zamanla Barış’ı unutmaya çalışsa da kalbinde
her zaman özel bir yeri olacaktı.
Yıllar sonra Deniz
tesadüf eseri eski yaşadığı şehre taşındı. Bir gün eski kafenin önünden
geçerken içine bir burukluk çöktü. İçeri girdiğinde Barış’ı orada oturduğunu
gördü. İkisi de şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Uzun bir süre sonra ilk kez
karşılaşıyorlardı.
O gün uzun uzun
konuştular. Hayatlarının nasıl değiştiğini neler yaşadıklarını birbirlerine
anlattılar. Ayrılık acısı dinmiş olsa da aralarındaki bağ hiç kopmamıştı. O gün
anladılar ki…
“Hayat
öyle tesadüflerle doludur ki ne yazacağını bilemezsin, nasip dersin.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder