Bir Gözünü Feda Eden Sevginin
Hikayesi…
İnsanoğlu ne garip bir varlık...
En değerli hazinesi ayaklarının altındayken onu fark etmez. Tıpkı bu hikayedeki
evlat gibi.
Bir çocuk varmış annesini
sevmezmiş. Sebebi mi? Annesinin tek gözü olmasıymış. "İnsan annesini böyle
bir sebeple sevmez mi?" diye soracak olursanız işte kalpteki nankörlük
bazen böyle körleştirir insanı.
Babası erken vefat etmiş. Anne
oğluna bakabilmek için onun okulunun kantininde çalışmaya başlamış. Ama oğlu
utandığı için tembihlemiş:
Kimseye annem
olduğunu söyleme…
Bir gün kantinde "Ahmet!" diye
seslenmiş kadın. Ertesi gün arkadaşları alay etmiş:
Hafize Teyze senin
annen mi?
Çocuk yerin dibine geçmiş.
Utancından evden kaçmış Singapur’a gitmiş. Okumuş, evlenmiş, çoluk çocuğa
karışmış.
67 yaşına geldiğinde bir gün
kapısı çalınmış. Dışarıda tek gözlü bir kadın duruyormuş. Torunları korkup
içeri kaçmış. Adam öfkeyle çıkmış:
"Sen buraya kadar gelir
miydin? Çocuklarımı korkuttun…" diye bağırmış.
Kadıncağız "Yanlış
adrese gelmişim…" deyip gitmiş.
Zaman geçmiş Türkiye’den mezunlar
daveti gelmiş. Gezerken bir tanıdık çıkagelmiş:
Annen vefat etti.
Adam umursamamış: "Hayattayken
değeri yoktu, ölüsü mü değerli olacak?"
Ama sonra bir mektup
uzatmışlar: "Annenin sana son sözleri..."
Mektupta şunlar yazıyormuş:
"Sevgili
oğlum,
Sen hayatımdaki en
değerli varlığımdın. Singapur’a gelip seni ve torunlarımı korkuttuğum için özür
dilerim. Allah’a her gün “Dünya gözüyle bir kez daha göreyim” diye yalvardım.
Biliyor musun?
Küçükken geçirdiğin kazada bir gözünü kaybetmiştin. Bir anne olarak “Tek gözle
yaşamasın” diye sana kendi gözümü verdim. Seni sonsuza dek sevecek olan...
Annen"
Adam mektubu okuyunca
yıkılmış. "Anneciğim, ne yaptın böyle?" diye
ağlamış.
Çünkü anneler gözünü verir, ömrünü verir, sessizce gider...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder