Genç bir dervişin yolu bir gün çöle düşer. Kavurucu güneşin altında yürürken içten içe sitem etmeye başlar. Ne hayatın zorluklarına ne de dünyanın geçiciliğine dair bir çözüm bulabilmektedir. Tam bu sırada kulağına gizemli bir ses gelir. Derviş şaşkınlıkla arkasına döner ve o an ne görsün? Kendisine doğru hızla yaklaşan bir aslan! Korkuya kapılır yüreği yerinden çıkacak gibi olur. Can havliyle kaçmaya başlar.
Koşarken ileride bir kuyu
görür. Kurtuluş ümidiyle o yöne yönelir ve kuyunun kenarındaki ağaca bağlı bir
ipe sarılarak kendini aşağıya bırakır. Fakat kuyunun derinliklerine indikçe
içine bir huzursuzluk çöker. Aşağıya doğru baktığında kuyunun dibinin yılanlar
ve akreplerle dolu olduğunu fark eder. Genç derviş bir an durur düşüncelere
dalar:
“Yukarı çıksam aslan var,
beni parçalayacak. Aşağı insem, yılanlar ve akrepler var zehirlenip öleceğim.
Ne yapmalıyım?”
Tam bu sırada ipi
tutunduğu yerden kemirmeye başlayan iki fare dikkatini çeker: biri siyah diğeri
beyaz. Zamanın sembolü gibi gece ve gündüz… Sessizce ipi zayıflatmaktadırlar.
Derviş artık çaresizliğin en derininde salınırken ağacın dalındaki bir bal
kovanından birkaç damla bal başına damlar. Refleksle elini uzatır ve
parmaklarına damlayan balı tadar.
“Gerçekten bal bu…”
der içinden. O tat bir an için tüm korkusunu unutturur. Gözlerini kapatır ve
damağında kalan o lezzetin huzurunu hisseder… Ve o an birden uyanır.
Rüyaymış…
Derin bir nefes alır.
Gördüklerinin anlamını öğrenmek için vakit kaybetmeden bir evliyanın huzuruna
varır. Rüyasını detaylarıyla anlatır ve sonunda sorar:
“Rüyamın yorumu nedir?”
Evliya gülümseyerek cevap
verir:
“Anlamadın mı hala
gördüklerini?”
“Peşinden gelen aslan
ölüm meleği Azrail’dir.
Kuyunun dibi seni
bekleyen kabir hayatıdır.
Sarıldığın ip ömründür.
Onu kemiren siyah ve
beyaz fareler ise gece ve gündüzdür; ömrünü yavaş yavaş tüketirler.
Ve o bal… işte o bal dünyanın geçici lezzetidir. O tat sana ölümü ve ahireti
unutturur.”
Derviş başını eğer.
Kalbine bir hakikat çöker.
Hayat, o an başka bir
boyut kazanır onun için. Çünkü anlamıştır artık…
Dünya, bir rüyadan
ibarettir.
Ve bal ne kadar tatlı
olsa da geride bekleyen gerçeklik çok daha derindir.