Ömer, üniversitenin tıp
fakültesinde okuyan, idealist ve çalışkan bir gençti. Derslerinde gösterdiği
üstün başarıyla sınıf birinciliğine adaydı. Notlarını özenle tutar ve her
detayı titizlikle kaydederdi. Ancak onu diğer öğrencilerden ayıran en büyük
özelliği ise yardımsever yapısıydı. Arkadaşlarına her zaman destek olur ve
kimsenin yardım çağrısını geri çevirmezdi. Sınav dönemlerinde Ömer düzenli
tuttuğu notlarını fotokopicilere bırakır ve böylece tüm arkadaşlarının kolayca
ulaşabilmesini sağlardı.
Şehrin en hareketli
yerlerinden biri olan fotokopiciler çarşısında Ramazan adında sevilen bir esnaf
vardı. Uzun boylu, ağarmış saçları ve Balıkesir şivesiyle dikkat çeken bu yaşlı
adam öğrenciler arasında büyük saygı görürdü. Ömer de ders notlarını çoğaltmak
için sık sık onun dükkânına uğrardı.
Bir sonbahar akşamı,
sınav haftasının yaklaştığı günlerden biriydi. Ömer yine notlarını alıp
fotokopicinin yolunu tuttu. Yürümeyi severdi; bu sayede hem zihnini dinlendirir
hem de şehrin ritmini hissederdi. Çarşının ışıklı sokaklarından geçerken
aklından sınavlarla ilgili planlar geçiriyordu.
Dükkâna vardığında
gördüğü manzara şaşırtıcıydı: Ramazan abi ter içinde kalmış ve makinenin
başında telaşla çalışıyordu. Yardımcısı o gün hasta olduğu için işler birikmiş
ve öğrencilerin notları yetişmez olmuştu. Ömer duraksamadan içeri girdi ve
gülümseyerek selam verdi:
"Abi,
yardımcın yok galiba. Bir el atayım mı?"
Ramazan abi, yorgun ama
memnun bir ifadeyle başını salladı:
"Valla
Ömer, bugün zor durumdayım. Makineyi biliyor musun?"
"Bilmiyorum ama
öğrenirim!" dedi Ömer, hevesle.
Kollarını sıvadı ve
makinenin başına geçti. İlk başta biraz zorlandı ancak Ramazan abinin sabırlı
anlatımıyla kısa sürede hızını aldı. Birlikte çalıştıkça işler yoluna girdi ve sıra
yavaş yavaş eridi. Akşamın geç saatlerine kadar uğraştılar en son müşteriyi de
gönderdiklerinde ikisi de yorgunluktan bitkin düşmüştü.
Ramazan abi, bir çay
söyleyip masaya oturdu:
"Sağ
olasın Ömer. Bugün sen olmasan işler altından kalkılamazdı."
Ömer gülümsedi:
"Ne
demek abi ben de öğrenmiş oldum. Hem zaten sen hep bize yardım ediyorsun."
Çaylarını yudumlarken
uzun uzun sohbet ettiler. Ramazan abi, gençliğinden ve eski günlerden bahsetti;
Ömer ise tıp fakültesindeki deneyimlerini anlattı. O akşam aralarında güçlü bir
dostluk bağı oluşmuştu.
Günler geçti ve sınav
haftası başladı. Ömer, tüm sınavlarına hararetle çalışıyor ve notlarını tekrar
tekrar gözden geçiriyordu. Ancak bir sorunu vardı: Parası tükenmişti. Ailesine
yük olmak istemiyor, borç da almak istemiyordu. Geçen sene kütüphanede
çalışarak harçlığını çıkarıyordu fakat bu yıl işe başvurmak için geç kalmıştı.
Bir akşam yurttaki
odasında ders çalışırken telefonu çaldı. Arayan sınıf arkadaşı Salih’ti:
"Ömer,
Ramazan abi seni soruyor. Yarın uğrar mısın dükkâna?"
Ömer meraklandı:
"Bir
şey mi oldu?"
"Bilmiyorum
ama seni bekliyor."
Ertesi gün fotokopicinin
yolunu tuttu. Ramazan abi onu görünce yüzünde bir tebessümle karşıladı:
"Gel
bakalım genç adam! Sana bir teklifim var."
Ömer şaşırmıştı:
"Buyur
abi?"
"Yardımcım uzun süre
gelemeyecek. Bu dönem bana çalışır mısın? Hem notlarını bırakırsın hem de biraz
harçlık kazanırsın."
Ömer'in yüzünde bir ışık
yandı. Tam da ihtiyacı olan şeydi bu vehiç düşünmeden kabul etti:
"Tabii
ki abi! Çok teşekkür ederim."
Ertesi günden itibaren
Ömer derslerinden arta kalan zamanlarda fotokopicide çalışmaya başladı.
Makineyi artık ustalıkla kullanıyor ve öğrencilerin notlarını hızla
çoğaltıyordu. Ramazan abiyle geçirdiği her gün yeni şeyler öğrenmesine vesile
oluyordu.
İşin en güzel yanı tam da
paraya ihtiyaç duyduğu her an Ramazan abinin desteğiyle karşılaşmasıydı. Bir
gün dükkâna giderken aklından şu düşünce geçti:
"Kul
sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş."
Ömer bu tecrübeyle
hayatın ilginç bir dengesini keşfetmişti: İyilik yapan, iyilik bulurdu.
O dönem boyunca hem derslerinde başarılı oldu hem de fotokopicide geçirdiği zaman sayesinde yeni insanlarla tanıştı. Böylece hayata dair deneyimler kazandı. Ramazan abiyle kurduğu bağ ise sadece bir işveren-çalışan ilişkisinin ötesine geçmiş, gerçek bir dostluğa dönüşmüştü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder